Hala bitiremedi, bir saat on dakikadır balkonda. Mutfak penceremden görüyorum; haftanın iki, bazen üç günü yan binanın balkonunda bütün giysilerin tozunu, tüyünü temizliyor sarışın kadın, bıkıp usanmadan. Görmekten ben usanıyorum, o usanmıyor. Yaz kış farketmiyor, buz gibi soğukta, üzerinde bir tek hırkayla iki saat geçirdiğini gördüm o balkonda. İç çamaşırlarından çoraplara, gömleklerden pantolonlara, eşofmanlara kadar ne varsa hepsinin kat yerlerini, ceplerini, dikişlerini kontrol ediyor. Yanında takım taklavatı: diş fırçası, iki boy elbise fırçası ve makas. Giysiyi ters çevirip uygun fırçayla dakikalarca fırçalıyor, varsa iplikler kesiyor, üfleyip çırpıyor. O çırptıkça, o üfledikçe benim içim daralıyor, nefes alamıyorum. Peki o pencereden bizim kedileri gördükçe ne düşünüyor bilmiyorum ya da bizim eve kapıdan girer mi? Eve girse her yerde kedi tüyü var sayıp temizlemek için günlerini harcar mı? Bir makina çamaşırı sermesi yarım saat, toplaması ise bir saat sürüyor desek abartmış olmayız. Çamaşırları sererken ve de toplarken her bir çamaşırı evire çevire en az altışar kere çırpıyor. O çırptıkça ben daralıyorum, görmemeye çalışıyorum, harcadığı zamana üzülüyorum. Gerçi çamaşır serme, toplama, çırpma ve balkon yıkamanın dışında pek görmüyorum.- Balkon yıkarken hortumla yarım saat boyunca akıttığı suya içim nasıl gidiyor, nasıl sinirleniyorum bilemezsiniz.- Muhtemelen günün geri kalan zamanında da çamaşır katlıyor, yerleştiriyor, yemek yapıyor...
Boşa harcadığı bu kadar zamanda yapılabilecek daha anlamlı, daha mutluluk verici bi dolu şey varken, kıl tüy temizlemekte ısrar etmesinin sebebini bilmiyorum. Buna verse verse psikologlar yanıt verebilir. Tamam mantıydı, börekti, sarmaydı uğraşırım, seve seve yaparım, bütün günümü verebilirim nefis bir yuvalama için ama, kıl tüy temizlemek için ı-ıh ! Komşumu böyle görünce öğlen öğünümü çabuklaştırıp kitabıma bir an önce geri dönmek ya da güzel bir film izlemek gibi hisler uyanıyor içimde.
O çabuklaştırılmış öğünüm de şöyle olabiliyor mesela; sarımsak, kekik ve kuru domatesle aromalandırdığım zeytinyağından fırçayla sürüyorum ekşi mayalı ekmeğime, tost makinasında ısıtıyorum birazcık. Kıvamlı ev yoğurduma az sarımsak dövüyorum, biraz da mayonez ekliyorum, kıydığım taze semizotunu katıp karıştırıyorum, ekmeğimin üzerine sürüyorum. Onun üzerine de canım ne isterse: konserve ton balığı parçaları, zeytin, kapari, domates, kırmızı soğan dilimleri, az dereotu, az da yeşil soğan serpiştirdim mi on dakikada hazır işte. Yok arkadaş ev işlerini Marslılar yapsın.
No comments:
Post a Comment